En mühim ve feyizli vazifelerimiz millî eğitim işleridir. Millî eğitim
işlerinde mutlaka muzaffer olmak lâzımdır. Bir milletin hakikî kurtuluşu ancak
bu suretle olur. 1922
İlim ve teknikle ilgili teşebbüslerin faaliyet merkezi mekteptir. Bu sebeple
lâzımdır... Mektep adını hep beraber hürmetle, saygıyla analım: Mektep genç
beyinlere, insanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi bağımsızlığı
öğretir... Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için izlenmesi
uygun olan en doğru yolu belletir... Memleket ve milleti kurtarmağa çalışanların
aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer çalışkan bilgin olmaları
lâzımdır. Bunu temin eden mekteptir. Ancak bu şekilde her türlü teşebbüslerin
mantıkî neticelere erişmesi mümkün olur. 1922
Milletimizin siyasî, toplumsal hayatında, milletimizin fikrî terbiyesinde
rehberimiz ilim ve teknik olacaktır. Mektep sayesinde, mektebin vereceği ilim ve
teknik sayesindedir ki Türk milleti, Türk sanatı, ekonomisi, Türk şiir ve
edebiyatı, bütün güzelliğiyle gelişir. (1922)
Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için iki
orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri
milletin istikbalinin yoğuran kültür ordusu. Bu iki ordunun her ikisi de
kıymetlidir, yücedir, verimlidir, saygıdeğerdir. Fakat bu iki ordudan hangisi
daha kıymetlidir, hangisi diğerine üstün tutulur? Şüphesiz böyle bir tercih
yapılamaz, bu iki ordunun ikisi de hayatîdir.
Yalnız siz, kültür ordusu mensupları, sizleri bağlı olduğunuz ordunun kıymet
ve kutsiyetini anlatmak için şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci
orduya niçin öldürüp niçin öldüğünü öğreten bir ordunun fertlerisiniz. 1923
(M.E.İ.S.D. I, S. 17)
Bir millet kültür ordusuna malik olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar
parlak zaferler elde ederse etsin o zaferlerin sürekli neticeler vermesi ancak
kültür ordusunun varlığına bağlıdır. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun
verimli sonuçları kaybolur. 1923 (M.E.İ.S.D. I, S. 17)
Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden,
eğiticiden mahrum bir millet henüz millet adını almak istidadını kazanmamıştır.
Ona alelâde bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için
mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. 1925 (M.E.İ.S.D. I, 25)
Memleketi ilim, kültür, iktisat ve bayındırlık sahasında da yükseltmek,
milletimizin her hususta pek verimli olan kabiliyetlerini geliştirmek, gelecek
nesillere sağlam, değişmez ve olumlu bir karakter vermek lâzımdır. Bu kutsal
amaçları elde etmek için savaşan aydın kuvvetlerin arasında öğretmenler en mühim
ve nazik yeri almaktadırlar. 1923 (Atatürk'ün T.T.B. IV, S. 487)
Mekteplerde öğretim vazifesinin itimada şayan ellere teslimini, memleket
evlâdının, o vazifeyi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak, üstün ve
saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini temin için öğretmenlik, diğer
serbest ve yüksek meslekler gibi, derece derece ilerlemeye ve her halde refah
teminine müsait bir meslek haline konulmalıdır. Dünyanın her tarafında
öğretmenler, toplumun en fedakâr ve saygıdeğer unsurlarıdır. 1923 (Atatürk'ün
S.D. I, S. 289)
Yeni nesil, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler
topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. 1924 (Büyük
Tarih Trabzon'da, S. 11)
Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri,
sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin
kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır.
Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli
koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin
elinizdedir. 1924 (M.E.İ.S.D. I, S. 19)
İlk ve orta öğretim mutlaka insanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilmi ve
tekniği versin, fakat o kadar pratik bir tarzda versin ki çocuk okuldan çıktığı
zaman aç kalmağa mahkûm olmadığına emin olun. (1931)
Eğitimdir ki, bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde
yaşatır, veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terkeder. (1925)
Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz tahsilin hududu ne olursa olsun,
onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz: 1- Milliyetine, 2- Türkiye Devletine,
3- Türkiye Büyük Millet Meclisine; düşman olanlarla mücadele lüzumu. Fertleri bu
mücadele gerekleri ve vasıtalariyle donanmayan milletler için yaşama hakkı
yoktur. Mücadele, mücadele lâzımdır. 1922 (M.E.İ.S.D. I, S. 9)
Gelecek için hazırlanan vatan evlâdına, hiçbir güçlük karşısında başeğmeyerek
tam sabır ve dayanma ile çalışmalarını ve öğrenimdeki çocuklarımızın anne ve
babalarına yavrularının tahsillerinin tamamlanması için her fedakârlığı göze
almaktan çekinmemelerini tavsiye ederim.
Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin ne kadar kararlı olduklarını tarih
doğrulamaktadır. Silâhiyle olduğu gibi kafasıyla da mücadele mecburiyetinde olan
milletimizin, birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğine asla
şüphem yoktur. 1921 (Atatürk'ün M.A.D., S. 4-5)
Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara bilhassa varlığı ile,
hakkı ile, birliği ile çelişen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzumu ve millî
düşünceleri tam bir imanla her mukabil fikre karşı şiddetle ve fedakârâne
müdafaa zorunluluğu aşılanmalıdır. Yeni neslin bütün ruhsal kuvvetlerine bu
özellik ve kabiliyetin zerki mühimdir. Daimî ve müthiş bir savaş şeklinde
beliren milletler hayatının felsefesi, bağımsız ve mesut kalmak isteyen her
millet için bu yüksek özellikleri şiddetle istemektedir. (1921)